Artan kadın katliamları, şiddet, taciz ve
tecavüzün tesadüf olmadığına dikkat çeken HDP Kadın Meclisi Sözcüsü
Taşdemir, “Bunun politik bir saldırı olduğunun ve özellikle
geliştirildiğinin farkına varmamız gerekiyor” dedi.
RENGİN AZİZOĞLU / JINNEWS/DERSIM
Bir yandan kadın katliamları artarak sürerken diğer yandan
kadın kazanımlarına saldırılar devam ediyor. Veriler, cinsel suçların
yüzde 46’sının çocuklara karşı işlendiği, çocuğun cinsel istismarında
Türkiye’nin dünya listesinde 3. sırada olduğunu gösterirken, cinsel
istismar suçlarına af getirecek bir yasa tasarısı Türk meclisine
getiriliyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü
Dirayet Dilan Taşdemir, bunun politik bir saldırı olduğunu ve özellikle
geliştirildiğini söylüyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDP Kadın
Meclisi Sözcüsü Taşdemir, Türkiye’de özellikle son 17 yıldır kadınlara
yönelik şiddetle mücadeleye
dair bir eylem planı hazırlamak bir yana bizzat iktidar eliyle bir
saldırının söz konusu olduğunu belirtti. Taşdemir, “Cinsiyetçi
söylemler, eğitim, sağlık, dizi ve filmlerde bile erkek ideolojisini
benimseyen, kadınları aşağılayan, küçümseyen ve kadınlara bir model
çizen bir iktidar politikası ile karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
AKP’nin ideolojik yöneliminin sonucu
İktidar politikasının kadına yönelik şiddet ve katliam
olarak geri döndüğünü ifade eden Taşdemir, son 17 yıldır çocuk
istismarından kadına dönük şiddete dair verilerin yüzde bin 400-500
düzeyinde artış göstermesinin tesadüf olmadığına işaret etti ve AKP
iktidarının topluma ve kadına ideolojik olarak yöneliminin bir sonucu
olarak açığa çıktığını aktardı.
AKP’nin yürüttüğü siyasetin erkekliği yücelterek
kışkırttığını dile getiren Taşdemir şöyle devam etti: “Kadınların
katledilme biçimlerinde bile bir değişim söz konusu. Artık vahşice bir
katledilme durumu var. Kafaları kesiliyor, onlarca defa bıçaklanıyor,
beden bütünlüğü bozuluyor. DAİŞ’in Ortadoğu’da uyguladığı dehşetin
benzeri kadınlara uygulanıyor. AKP’nin kurgulamak istediği dünyaya,
kurmak istediği rejime ve kadınları konumlandırma biçimine karşı
kadınlar isyan ediyor ve karşılığında şiddetle karşılaşıyor. Biz bunu
kayyumlarda, eşbaşkanlıklara yaklaşımda, kadın siyasetçilerin rehin
tutulmasında gördük.”
Özellikle Dersim-Şirnex hattında
Meclis Sözcüsü, kadına yönelik şiddetin ve cinsel
saldırıların 40 yıldır Kürdistan’da yürütülen militarizm ve toplumu
çürütme politikalarından ayrı olmadığını belirterek, şunları vurguladı:
“Kürdistan’da 15 bine yakın bir faili meçhul gerçekliği var. Savaş
siyaseti, milliyetçilik, militarizm, toplumu çürütme siyaseti, özel
savaş mekanizmaları bir bütün Kürdistan’da devrede. Kadına yönelik
şiddet de, istismar da kurumların müdahil olduğu bu tür vakalarda özel
sistematik bir yönelim söz konusu. Gençlerin uyuşturucu kullanımı, para
karşılığında kadınları ilişkiye zorlama, ajanlaştırma, benliğinden
uzaklaştıran siyaset biçimleri ile karşı karşıyayız. Uzun dönemdir
partimize gençlik yapılanmamıza, kadın meclisimize yönelik özel savaş
politikaları devrede. Dersim, Şırnak hattında daha fazla
yoğunlaştırıldığını gözlemliyoruz. Bunların sıradan münferit olaylar
olmadığının biz farkındayız. Kürt meselesinden, kadınların özgürlük
mücadelesinden kaynaklı özgün bir yaklaşım söz konusu.”
Failler politik yapılanma içerisinde
Genç kadınlar üzerinde yürütülen siyasetin bir kuşağı yok
etmeye yönelik olduğuna dikkat çeken Taşdemir, “Dilinden, kimliğinden,
özgürlüğünden uzaklaştırıldığında bu kadar yok edici bir siyasetin
öznesi haline getirildiğinde kadınlar, toplum ve toplumun özgürlük
idealleri kaybediliyor. Benzer uygulama kadınlar için de gerçekleşiyor.
Munzur Üniversitesi’nde çok olağan dışı olaylar yaşanıyor. Birkaç ay
önce Bilgi İşlem Daire Başkanı Cem Tekinoğlu genç kadınları ilişkiye
zorladı. Üst düzey siyasetçilerle ticari bir ilişkiye dönüştürdü.
Kadınları taciz etti. Kadınlar bunun beyanında bulundu ancak hiçbir şey
olmadı ve dosya takipsizlikle sonuçlandı. Pertek’te çocuk istismarı
olayı çıktı. Failin politik durumuna, içerisinde bulunduğu politik ağa
da bakmak lazım. Bu kişiler nasıl bir politik hareketliliğin ve
yapılanmanın içerisindeler. Bu fail 2018’de zihinsel engelli bir kızı
istismarla yargılanmış ve takipsizlik verilmiş” diye belirtti.
DAİŞ’in kendini konumlandırması gibi
Cezasızlık politikasının, göz yummanın, toplumu çürütmek
için politik olarak desteklemenin, özel bir siyaset olarak gelişmesi söz
konusu olduğunu belirten Dirayet, benzer durumların Cizîra Botan,
Mêrdîn ve Şirnex’te de yaşandığını hatırlattı. Dirayet, “Şırnak’ta bir
okul müdürü 50 öğrenciyi istismar eden fotoğraflar gönderiyor. Müdür
yargılanıyor ve başka bir okula gönderiliyor. Bu, ‘İşini burada iyi
yaptın, şimdi de orada başka Kürt kadınları ve çocukları üzerinde bu
siyaseti devam ettir’ demektir. Biz bunun özel sistematik bir çürütme
politikası olduğunu düşünüyoruz. Gençler ve kadınların bedeni hedef
alınıyor. Çünkü kadınlar özgürleşme mücadelesinde topluma öncülük eden,
güvenini kazanan, direnişi ve muhalefeti ile güçlü bir odaktır. Bu
perspektife dönük bir saldırıdır. Nasıl DAİŞ Rojava Kadın Devrimi
karşısında köle pazarlarını ideolojik, politik olarak konumlandırdıysa,
bu siyaset de bu mücadelenin karşısında bu tür yöntemleri destekleyerek
ya da suskun kalarak istismarın ve şiddetin önünü açıyor” dedi.
Üstü örtülmese gerçek açığa çıkar
Dersim’in küçük bir kent olduğunu ve her köşesinin
mobesse kameralarıyla izlendiğine dikkat çeken Taşdemir, “Aldığımız
nefesi bile izleyen bir akıl var. İki haftadır bir kişiden haber
alınamamasının, ‘derin araştırıyoruz, derin sorguluyoruz’ gibi
söylemlerin bir karşılığı yok. Bir şeylerin üzeri örtülmese hakikat
ortaya çıkar. Gülistan’ın erkek arkadaşı olarak ifade edilen kişinin
durumu, içerisinde bulunduğu ilişki ağı herkesçe biliniyor. Daha önce
yurtdışına çıktığı söylendi, şimdi ise gözlem altında olduğu söyleniyor.
Peki, günlerdir bu kişi ne söyledi? Hangi beyanda bulunuyor? Bir
beyanda bulunuluyorsa neden kamuoyu ile paylaşılmıyor? Kadın
örgütlerinin, muhalefetin, Dersim halkının iradesi olmasa bu iş
araştırılmayacaktı bile. Bir kayıp olarak kapatılacaktı. Dersim halkının
kararlılığı ve kadınların ısrarı bu hakikati açığa çıkaracaktır. Biz de
takipçisi olmaya devam edeceğiz. Toplumun, özellikle gençlerin
bilinçlenmesi lazım. Kadınların örgütlenmesi lazım. Bunun politik bir
saldırı olduğunu ve özellikle geliştirildiğinin farkına varmamız
gerekiyor” diye konuştu.
Yorumlar
Yorum Gönder