Faşist şef Erdoğan, 16 Ocak günü yaptığı açıklama ile
“çocuk tecavüzcüleri”ne af getiren yasayı çıkartmakta kararlı
olduklarını bir kere daha ilan etti.
Neden? Daha önce gündeme gelen ve tepkiler üzerine geri
çekilen yasal düzenlemeyi yapmak için Erdoğan ve iktidarı neden bu kadar
ısrar ediyor?=
Bu sorunun yanıtı, iktidarın, gelecek toplum tahayyülü ile ilgili.
Bu konuya gelmeden önce düzenlemenin ne olduğunu birkaç
cümle ile özetleyelim: Düzenleme 2. yargı paketi ile Meclis gündemine
gelecek. Buna göre, MHP, TMY kapsamı dışındaki tüm suçlarda 5 yıl şartlı
ceza indirimi öneriyor. AKP de, kız çocuklarına tecavüz eden
erkeklerin, “şikayet olmaması” ve “aradaki yaş farkının 10’u geçmemesi”
durumunda cezanın affedilmesini öneriyor. AKP içindeki son tartışmalar
ile yaş sınırının 15 olarak belirlendiğini basına yansımıştı. Eğer
taslak yasalaşırsa, hapishanede kalacak tecavüzcü sayısının 76’ya
düşeceği söyleniyor. Genel hatları ile düzenleme bu şekilde.
Az önceki soruya dönersek… Erdoğan ve partisi, faşist
rejimin politik İslamcı restorasyonu ve toplumsal yaşamın
dinselleştirilmesini amaçlıyor. Bunu gerçekleştirebilmek için de kadın
cinsine karşı büyük bir ideolojik savaş yürütüyor. Çünkü istediği
toplumun inşası ancak kadınların kazanılmış tüm haklarının gasp
edilmesi, toplumsal konumlarının geriletilmesi ve “evlilik” ile aile
kurumuna hapsedilmeleri ile mümkün olabilir. Bu nedenle kadının evsel
köleliğinin derinleştirilmesi, toplumun ideolojik ve siyasal dönüşümü
için zorunlu unsurlardan biri olarak iktidarın sürekli gündeminde
bulunuyor. Bu nedenle, evlilik yaşını alabildiğine düşürüyor.
Erdoğan sürekli kadınların evlenmesi ve 3-5 çocuk
doğurması gerektiği yönünde açıklamalar yapıyor. Daha Ocak ayının
başında “Maalesef gençlerimiz genç yaşta evlenmiyor. Çoğu 30’u aşkın
evleniyor ya da çoğu evde kalıyor. Böyle bir şey olur mu ya?” diye
boşuna konuşmamıştı. Erdoğan ve partisi AKP için kadının “eş ve anne”den
başka bir sıfatı yok. Kendi başına bir varlık değil. Ancak erkeğe göre
tanımlanabilir. Kadını, aile dışında başka bir yerde düşünemiyorlar ve
anne olmayan kadın “eksik.”
Kadınlara dönük geliştirdiklerini iddia ettikleri tüm
politikaların merkezinde de güçlü ailenin yaratılması hedefi ve söylemi
duruyor. Kadına yönelik erkek şiddetini, aile kurumunu dağıtmaya
başladığı anda, bir ‘tehdit’ olarak görerek, “aileyi güçlendirme”
derdine düşüyorlar.
Kız çocukları için de öngördükleri hayat, kendilerine
tecavüz eden erkekler dahil olmak üzere hemen evlenerek çocuk
doğurmaları. Böylece savaşta ölecek asker, fabrikada emeği sömürülecek
işçi ve seçimde gözü kapalı Erdoğan’a oy verecek seçmen yetişirken,
toplumun dönüşümü de sağlanmış olacak.
İktidar çok uzun erimli plan yapıyor. Kız çocuklarının
evlendirilmesini kolaylaştıran adımları çok uzun süre önce atmışlardı.
Örneğin 2012 yılında eğitim emekçilerinin yoğun itirazına rağmen, 4+ 4+ 4
Kesintili Eğitim Yasası’nı çıkardılar. Bu yasa çok köklü bir değişimdi.
Böylece kız çocuklarının, okuldan alınmasının ve evlendirilmesinin önü
açılmış oldu.
Yasasın uygulamaya girmesinden sonra Eğitim-Sen’in
hazırladığı her raporda, kız çocuklarının okula devam etme oranındaki
düşüşe dikkat çekildi. 4+ 4+ 4 yasasından önce de Eğitim Bakanlığı, lise
ve ortaokul öğrencilerinin nişanlanmasının önündeki engeli kaldırmıştı.
Anayasa Mahkemesi’nin imamlara nikah kıyma yetkisi vermesinden “rıza”
düzenlemesine, Meclis’te kurulan “Boşanma Komisyonu”nun, “Tecavüzcü,
tecavüz ettiği çocukla 5 yıl boyunca ‘sorunsuz’ ve ‘başarılı’ bir
evlilik sürdürürse, denetimli serbestlik yararlanabilmeli” önerisine ve
Diyanet’in evlilik yaşına ilişkin verdiği fetvalara kadar devletin tüm
kurumları, “evlilik” adı altında kız çocuklarına yönelik cinsel şiddet
suçunu teşvik ediyor, olağan ve meşru görüyor, yasallaştırıyor.
Sonuçta ortada. 2017 yılı ile 2018 yılının ilk 6 ayında,
yani, 18 aylık bir süre zarfında 21 bin 957 çocuk, “gebe” olarak
kayıtlara geçti. Yani binlerce çocuk, tecavüze uğradı. TÜİK verilerine
göre, 2017 yılında gerçekleşen 569 bin 459 resmi evlilikten 23 bin
906’sı 16-17 yaş grubunda gerçekleşti.
AKP-MHP iktidarının çıkarmak istediği son yasal düzenleme
ile bu rakamlar daha da artacak. İktidarın, “evlilik” adı altında
çocuklara yönelik bir ömür boyu sürecek tecavüz saldırısına kesinlikle
izin vermemeliyiz. Çocuklara yönelik cinsel şiddet bir suçtur ve
cezalandırılmalıdır. Hepimizi, çocuklara yönelik cinsel şiddete ve bu
şiddetin cezasızlığına alıştırmak istiyorlar. İnsani olan ne varsa
onları koruyabilmek ve insan kalabilmek için, bu suç ortaklığını
reddetmeliyiz.
Yorumlar
Yorum Gönder