Efrîn işgalinin düşündürdükleri – Rauf KARAKOÇAN



Efrîn işgali 3’üncü yılına girerken işgalin sonuçlarını etraflıca masaya yatırmak, ulusal bir mesele haline getirmek, ulusal birlikten yana olan tüm Kurdistanî güçlerin sorumluluğudur. Kürdistan’ın cennet köşesi bir coğrafyanın cehenneme çevrilmesine tanıklık eden her vicdanlı insanın yüreği dağlanmıştır. Sömürgeci faşist Türk devleti, Efrîn’i bir koloni haline getirdi. Bu sömürge oluşturmaktan, demografik yapıyı değiştirmekten öte bir durumdur. Türk devleti, Efrîn’i kendi coğrafyasının bir parçası haline getirmek için, çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor.

Efrîn işgalinin sonuçları her açıdan yakıcı ve yıkıcı olmuştur. Çok büyük insanlık suçları işlenmiştir ve işlenmeye devam edilmektedir. Efrîn halkı, Efrîn coğrafyası, Efrîn’in tarihi ve kültürel dokusu çok büyük yaralar aldı. Efrîn, Kürdistan’ın kanayan bir yarası durumuna geldi. Bu yara halen de kanamaktadır. Sömürgeci işgalci güç, Efrîn halkına büyük bir zulüm yaşattı. Efrîn halkının görkemli direnişine rağmen işgalin önü alınamadı. Bu işgalin gerçekleşmesinde ABD ve Rusya’nın olumsuz rol oynamalarının büyük payı vardır. Onay ve zımni destekleri sonucu Efrîn işgali gerçekleşmiştir.
Üçüncü dünya savaşının karakteri gereği bölgenin yeniden dizaynı gerçekleştirilmektedir. Bölgesel ve küresel güçler, ekonomik, siyasi çıkarları gereği, askeri hareketler düzenleyerek kendilerine sahada ve masada alan açmaktadırlar. Bölgeye yapılan dış müdahaleler kaos ve kriz üreterek halkların birbirini boğazlamasına neden olmakla birlikte, kendi müdahalelerine meşruluk kazandırmaya çalışıyorlar. Kapitalist güçler, sorunların çözümünden ziyade daha fazla sorun üreterek kendilerini kalıcı hale getirmektedirler. Türk devletinin işgalleri de kendisini kalıcı hale getirmek için yapılmış girişimlerdir. Topraklarını genişletmek için Cerablus, Azez, Bab, Efrîn, Girê Spî, Serêkanîyê işgal edilmiş ve bu işgal alanlarını genişletmenin savaşı da devam etmektedir.

Bölgedeki karmaşanın, savaşın, kriz ve kaosun, talanın, tecavüzün, katliamın, göçertmenin, doğa katliamının tümü Efrîn’de yaşanmıştır. Efrîn bu anlamda bölgenin minyatürü gibidir. Karanlığın ve kötülüğün tanrısı gibi Efrîn üzerine çöken faşist diktatör Erdoğan utanmadan, sıkılmadan, yalan söyleyerek işgale gerekçe uydurdu ve zulüm estirdi. Suriye savaşının başından beri en güvenlikli alan olan Efrîn, Türk devletinin işgaliyle birlikte çetelerin, suç örgütlerinin, tecavüzcülerin, kafatasçıların yerleşim alanı haline getirildi. Kürt düşmanlığı sadece Efrîn ile sınırlı kalmadı, giderek Rojava’nın diğer alanlarına da yayıldı.

Türk devleti Efrîn’de soykırım yapmıştır, egemen güçler de bu soykırıma onay vererek, tiyatro izler gibi izlemiştir. Kürtler bu işgallerden mutlaka ders çıkarmalı ve ortak bir politika üretmelidirler. Kürtlere yapılan düşmanlıklara karşı ahlar vahlar çekerek uzaktan izlemenin hiç bir faydası yoktur. İşgalin yarattığı olumsuz süreci tersine çevirmek mümkündür. Bu da ulusal birlikten, güç birliğinden geçmektedir. Kürt düşmanlığı bütün alanlarda ve Kürdistan coğrafyasının genelinde bu denli arsızlaşmışken, Kürtler bu tehlikeye mutlaka bir bariyer oluşturmaları gerekir. Kürtler içinde bir takım kesimlerin veya örgütlerin ulusal birlik ruhundan uzak durmaları düşmanın ekmeğine yağ sürmektedir.

Bölgesel gelişmeler Kürtlerin birliğini zorunlu hale getirmiştir. Kürtler için zuhur eden Türk devletinin terörü ortak bir savunmayı gerekli kılmaktadır. Sadece Türk devleti için de değil, Irak, Suriye ve İran için olası senaryoların gündeme gelmesi halinde Kürtler bu senaryonun öznesidirler. İster savaş halinin derinleşerek sürmesi olsun ve isterse çözüme dair gelişmeler olsun, bölgenin dizaynında Kürtlerin rolleri belirleyici olmaktadır. Etkili bir mücadele gücü olmanın ötesinde, coğrafik konumlaması gereği de olsa dört devlette yaşanacak gelişmelerin kilit gücü Kürtlerdir. Kürtler bu stratejik konumlanmaya uygun bir siyasal birliğe, ortak mücadeleye gitmeleri hayatidir. Türk devletini işgal alanlarından çıkarmak için ulusal birlik ruhu gereklidir. Bu gerçekleşmediği taktirde yeni Efrînlerin gündemde olduğu unutulmamalıdır.

Efrîn işgali önlenmiş olabilseydi Serêkaniyê ve Girê Spî olmazdı. Düşmanı cesaretlendiren bu işgal girişimi, düşmanı daha da pervasız hale getirmiştir. Tük devletinin izlediği Kürt düşmanlığı politikaları yüzünden, herkese taviz vermek durumunda bırakmıştır. İzlediği dış politika her açıdan Türkiye’yi daraltmış ve yalnızlaştırmıştır. ABD ve Rusya arasında sıkışmış kalmıştır. İç siyasette de hızla düşüşe geçmiştir. Diktatör Erdoğan, kaybetmenin dışında hiç bir seçeneği kalmamıştır. Ulusal birlik faşist diktatör Erdoğan’ın çöküşünü daha da hızlandıracaktır.

Yorumlar