Belçika yargısının “PKK terör örgütü değildir”
kararını değerlendiren gazeteci-yazar Ferda Çetin, “Sonuçta bu karar,
yargılanan kişi ve kurumlar şahsında Kürt halkının haklı mücadelesinin
teyit edilmesi anlamına geliyor” dedi.
Kürt halkının haklı ve meşru mücadelesinin Belçika
yargısının PKK kararıyla teyit edildiğini belirten gazeteci-yazar Ferda
Çetin, “Türkiye’nin Kürtlerin tüm hak ve taleplerini ‘terörizm’
argümanlarına dayandırma sürecinde sona gelindi” dedi. Türkiye’nin
girişimlerinin yargının kararını değiştiremediğini belirten Çetin,
“Karar başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi
içindeki tüm ülkeleri dolaylı değil, direkt etkileyecektir” diye
konuştu. Avrupa ve dünya kamuoyunun ‘Belçika mahkemesinin ve Avrupa
Adalet Divanı’nın kararını tanımıyoruz’ demelerinin kendi hukuklarını
tanımama anlamına geleceğini de söyleyen Çetin, “Yok sayamaz, bizi
ilgilendirmez diyemezler. Bilgi ve belgeleriyle bu mahkeme kapsamlı bir
külliyattır” dedi.
Gazeteci-Yazar Ferda Çetin, Belçika Yüksek Mahkemesi’nin
“PKK terörist örgüt değildir, savaşan taraftır” kararının önemi ile
olası hukuki ve siyasi sonuçları gazetemize değerlendirdi. Brüksel’de
2006’da başlayan ve aralarında Zübeyir Aydar, Remzi Kartal gibi Kürt
siyasetçilerinin de bulunduğu 37 kişi ve kurumla ilgili PKK davasında 28
Ocak’ta nihai karar verildi. Belçika İstinaf Mahkemesi’nin PKK’nin
‘terör örgütü’ olarak değerlendirelemeyeceği ve bu çerçevede
yargılanmasının söz konusu olamayacağı yönündeki kararı temyiz mahkemesi
olan Belçika Yüksek Mahkemesi tarafından onayladı. Davayı yakından
takip eden gazeteci-yazar Ferda Çetin, “Yerel mahkeme ardından istinaf
mahkemesinde görülen dava temyiz mahkemesine geldi, bu üçüncü aşamaydı.
Yerel ve istinaf mahkemesi, PKK’yi ‘devlet olmayan ancak çatışma yürüten
bir örgüt’ olarak tespit etti. Temyiz mahkemesi de bunu onayladı” dedi.
Tarafların pozisyonu tartışıldı
“Mahkeme PKK’yi ’terör örgütleri’ kapsamında ele alsaydı,
bu 37 özel ve tüzel kişi hakkında başka hiçbir işleme gerek kalmadan,
‘terör’ suçlamasıyla cezalandırma isteyecekti. Ancak yerel mahkeme ve
istinaf mahkemesi işin esasını da tartıştı. Bu davada Kürtlerin durumu,
PKK’nin varlığı, ortaya çıkışı, PKK ile Türk devleti arasındaki
husumetin nedenleri uzun uzadıya tartışıldı ve yargılananlar bunları da
anlattı” diyen Çetin, davanın bu açıdan da tarihi önemde olduğunun
altını çizerek şöyle konuştu: “PKK’ye yardım etmekle suçlanan insanlar
Türk devletinin mahkemeye sunduğu, alışagelmiş suçlamalara ilişkin
savunma yaptı ve Kürt halkının tarihinden, coğrafyasından, kültüründen
gelen temel hak ve özgürlüklerini gündemleştirdi. Bunların Türkiye’de
ihlal edildiğini, tanınmadığını, cezalandırmalara tabi kılındığını,
sadece yargısal değil köy göçertmelerinden, sürgünlere, hapis
cezalarından, yargısız infazlara varan bir dizi olayı örnekleriyle
mahkemeye sundular. Yargılananların büyük bir bölümü de zaten bu
uygulamalardan mağdur olmuş kişilerdi. Dolayısıyla yerel mahkemede
tarafların pozisyonu tartıştı. Belki Kürtler açısından bu davanın en
önemli boyutu buydu. Mahkeme heyeti ve savcı iki tarafın iddialarını
tartıştı. Yerel mahkemedeki dava dosyası tarihi bir belge olarak
kalacaksa Türk devleti ile Kürt halkını temsil eden insanların mücadalesinin dosyası olarak tarihe geçecektir.”
Haklı mücadele teyit edildi
Bu tartışmalar ve karşılıklı sunulan belgeler sonucunda
mahkemelerin PKK’nin ’terör örgütü’ olarak görülemeyeceğine karar
verdiğini kaydeden Çetin, “Sonuçta bu karar, yargılanan kişi ve kurumlar
şahsında Kürt halkının haklı mücadelesinin teyit edilmesi anlamına
geliyor. Kürt halkı haklı ve meşru bir mücadele yürütüyor. Mahkeme belki
bu kadar açık ve net bunu ifade edemez ama bu konuda Türk devletinin
devlet olmaktan kaynaklı avantajlarını kullanarak ’terörizm’
yaftalamasının doğru olmadığı’ biçiminde verilmiş bir karardır.
Türkiye’nin ve savcının itirazlarına rağmen yargıtay da yerel ve istinaf
mahkemesinin verdiği bu kararı onaylamıştır” diye konuştu.
‘Terörizm’ suçlamasında sona gelindi
Daha önce Avrupa Adalet Divanı’nın da PKK’yle ilgili
AB’nin ‘terör örgütleri listesi’nden çıkarılması yönünde karar aldığını
hatırlatan Ferda Çetin, “2014-2017 arasında arasında ilan edilen tüm
listelerde PKK’nin ‘terör örgütü’ olarak listeye dahil edilme
gerekçelerini mahkeme Kasım 2018’de geçersiz buldu. Bu kararda da
sunulan belge ve ileri sürülen gerekçelerin soyut ve genel olduğu ve bu
suçlamalara dayanılarak böylesi bir liste hazırlanmasının mümkün
olmadığı belirtilmişti” dedi. Üst üste gelen PKK lehindeki bu
kararlarının önemine ilişkin Çetin, “Birbirleriyle organik ve kurumsal
bir bağları yok. Ancak bu görüş Türkiye’nin, Kürtlerin bütün hak ve
taleplerini ‘terörizm’le suçlaması ya da ’terörizm’ argümanlarına
dayandırması sürecinin sonuna geldiğini gösteriyor” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin girişimleri sonuçsuz kaldı
Belçika yargısının verdiği kararın Türkiye açısından büyük
sonuçlar doğuracağının altını çizen Çetin, Türk hükümetinin yargı
kararını etkilemek için gerçekleştirdiği tüm diplomatik girişimlerin de
sonuçsuz kaldığını kaydetti. 24 Ocak’ta Türkiye’nin Dışişleri Bakan
Yardımcısı Faruk Kaymakçı’nın bir heyetle Belçika hükümetiyle
görüşmelerde bulunduğuna işaret eden Çetin, “Kaymakçı’nın bu görüşmeleri
bütünüyle bu kararı önlemeye yönelikti. Bunun için Türkiye, Belçika
hükümetine her türlü tavizi, ödünü vermeye hazırdı, çok büyük ticaret,
silah anlaşmaları vb. taahhütlerde de bulunduğunu biliyoruz. Zaten bu
yöntemlerle müdahalede bulunuyordu. Ancak bu görüşme sonuç vermedi” diye
konuştu.
AB ülkelerini direkt etkileyecek
Kararın sadece Belçika değil, tüm dünyada PKK’ye
yaklaşımda ciddi sonuçlar doğuracağının altını çizen Çetin, “Siyasi
iktidarlar, Türkiye’deki ilişkilerinden dolayı hemen bu karara bağlı
kalmayacaktır. Ancak Belçika’daki karar başta Almanya olmak üzere Avrupa
Birliği ve Avrupa Konseyi içindeki tüm ülkeleri dolaylı değil, direkt
etkileyecektir. Çünkü Belçika bu kurumların üyesidir, aktiftir. Onun
yargısının verdiği karar diğer ülkeler için bağlayıcı olmayacaktır ama
çok güçlü bir emsal niteliğinde olacaktır” dedi.
Gerçekçi değil
Belçika hükümetinin Belçika Yüksek Mahkemesi’nin
kararınını tanımadığı yönünde yaptığı açıklamasının gerçekçi olmadığını
vurgulayan Çetin, “İlk açıklamalarda siyasi iktidarlar ‘bu karar
siyaseti bağlamaz’ deselerde bu doğru değildir. Avrupa ve dünya
kamuoyunun ‘Belçika mahkemesinin ve Avrupa Adalet Divanı’nın kararını
tanımıyoruz’ demeleri kendi hukuklarını tanımama anlamına gelecektir.
Söz konusu karar, bundan sonraki hem yargılamaları hem de üstün körü ve
alelacele yapılmış ‘teröristlikle’ suçlama sürecinin sonunu getiren bir
karardır” diye belirtti.
Önceki gibi devam edemez
Belçika mahkemesinin kararının somut olarak AB terör
örgütleri listesi ve PKK yasağına da direkt etkileri olacağını ifade
eden Çetin, bu kararla şimdiye kadarki hukuksuz yargılamaların da önüne
geçileceğini vurguladı. Çetin şöyle konuştu: “PKK yasağı, PKK terör
örgütü listesi, hükümetlerin işleri çok kolaylaşmıştır. Somut bir suç,
ihlal olmadan, herhangi bir eylem ya da fiil olmaksızın bile yargılama
yapılıyordu. Özellikle Almanya’daki mahkemeler somut bir kanıt aramaya
gerek duymadan 129 a/b’den yargılamalar yaptı. Bu kararla yargılanan
insanlar ya da kurumlar, ‘Bu karar soyut, genel bir karardır.
Lüksemburg’daki Adalet Divanı, Belçika’daki mahkemelerde bu suçlamaları
kabul etmiyor. Bu kararları göz önünde bulundurmanız gerekiyor’
diyebileceklerdir.”
Karar yok sayılamaz
Mevcut durumda devam ve bundan sonra açılacak davaların bu
karardan etkileneceğini vurgulayan Çetin, “Bu kararları yok sayamazlar,
‘Belçika mahkemesi bizi ilgilendirmez’ diyemezler, çünkü gerekçeler
var, hukuk kurumunun, mahkeme heyetinin, bilirkişilerinin verdiği
bilgilerden oluşan kapsamlı bir külliyattır bu mahkeme” diye belirtti.
Çözüm sorumluğu yüklüyor
Kürt tarafının avukatı Jan Fermon’un “PKK’nin terörist
olmadığına hükmetmesi Avrupa açısından bir kapı açtı. Avrupa’nın ciddi
anlamda bir siyasi çözüme yoğunlaşmasının yolu açıldı” değerlendirmesini
hatırlattığımız Ferda Çetin de aynı görüşte. Çetin, “Bir örgütü,
hareketi, terörizmle suçlarsanız bununla artık siyasi olarak
tartışmazsınız. Terörizmle müzakere de olmaz, siyasi görüşme de olmaz.
Ama mahkeme kararı hukuki bir yolla ‘bu terör örgütü değil, çatışan
taraftır’ dediğinde, o zaman tartışma zemini ve siyasi müzakere zemini
de açılmış oluyor” dedi.
HABER MERKEZİ
Aydar: Tarihi bir karar
Brüksel’deki davada yargılananlar arasında yer alan
KNK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar kararın tarihi olduğunu söyledi.
Aydar karara ilişkin şunları söyledi: “Bize operasyon yapıldığı dönem
üzerinden 10 yılı aşkın bir süre geçti. Haksız suçlamalarla karşılaştık.
Bunun üzerine operasyonlara, tutuklamalara maruz kaldık. Bugün için
verilen karar, haksızlık yapıldığını kabul eden bir karardır. Şimdiye
kadar Kürt halkının temsilcilerine haksızlık yapıldığını teyit eden bir
karardır. Tarihi bir karardır. Kürdistan özgürlük mücadelesinin
teröristlikle suçlanamayacağı, yaşananın bir savaş olduğu, terörle
alakalı olmadığı, PKK’nin de savaşın bir tarafı olduğu gerçeği karar
altına alındı. Bu aynı zamanda Avrupa’da da bir ilktir. Diğerlerine de
örnek olmasını umuyoruz.”
Brüksel’de açıklama yapılacak
Belçika Yüksek Mahkemesi’nin PKK davası kararıyla ilgili
bugün Brüksel’de bir basın toplantısı düzenlenecek. Davada yargılanan
Kürt siyasetçiler ile dava avukatları ve AP milletvekillerinin
katılacağı açıklama Press Club Brussels Europe’da saat 10.00’da
gerçekleşecek. Açıklamaya KNK Yönetim Kurulu üyesi Zübeyir Aydar,
KONGRA-GEL Eşbaşkanı Remzi Kartal ve dava avukatları ile Avrupa
Parlamentosu vekilleri Andreas Schieder, Nikolaj Villiumsen, François
Alfonsi konuşmacı olarak katılacak.
Bu kararın sonuçları olacaktır
VEYSEL IŞIK
Belçika’da Türk devletinin temyize götürdüğü PKK davasında
Yargıtay’ın “PKK’nin terörist örgüt değil, savaşan bir taraf” olduğu
yönündeki kararını değerlendiren avukat Besra Güler, “Mahkemenin bugün
aldığı karar ulusaldır ve Belçika’da yasal etkiye sahiptir. Bu kararın
AB ülkeleri üzerinde bağlayıcılığı yoktur. Buna rağmen çok önemli bir
karardır. Çünkü ilk kez bir mahkeme PKK’nin uluslararası hukuka göre
silahlı çatışmada bir taraf olduğuna karar veriyor. Çatışma tarafının
yasal unsurlarını yerine getirdiğini tespit etmiştir” dedi.
Belçika adaletinin bu kararının diğer AB ülkelerini
etkileme düzeyine ilişkin ise Güler, “Bu karara ilişkin argümanlar,
savunma avukatları tarafından Almanya’daki Kürtlere karşı açılan
davalarda kullanılmaktadır. Almanya’daki mahkemeler bu argümanların
üstüne gitmemektedir. Bu nedenle, karar kesinlikle Almanya’daki mahkeme
salonlarında canlı bir tartışmaya yol açacaktır” görüşünde.
Diğer ülkelere etkisi olacaktır
Kararı değerlendiren siyasetçi Seydi Fırat ise, “geç
alınmış, fakat doğru bir karar” dedi. Kararın Avrupa’nın başkenti olarak
ele alınan bir ülkede alınmasının oldukça önemli olduğunu dile getiren
Fırat, kararın diğer ülkelere etkisine dair ise şunları belirtti:
“Özellikle Almanya devletinin 1993’ten bu yana PKK’yi ‘terör’ örgütü
olarak ilan etmesi, soykırımcı devletlerin Kürdistan’daki politikalarına
destek niteliğinde bir karara dönüşmüştür ve bunun sonucunda büyük
yıkımlar ve katliamlar yapılmıştır. PKK dünyanın en temiz insanlık
hareketidir. Kürt özgürlük hareketinin mücadele yöntemleri öz savunma
eksenlidir. Dolayısıyla Belçika’nın bu kararı Avrupa Birliği kararına
dönüşmelidir.’
Kürtler bu kararı değerlendirmeli
Hukukun asıl işlevine dönüşmesi halinde haksızlıkların
bertaraf edileceği zeminlerin ortaya çıkabileceğini söyleyen avukat
Mahmut Şakar da, “Belçika ceza mahkemesinin ‘PKK terör örgütü değildir’
yönünde karar vermesi ve bunun yargıtay tarafından onaylanması kararı
hukuksal açıdan tarihi önemdedir. Kürt halkının 2010 yılından beri süren
hukuk mücadelesi nihai karar ile sonuçlandı ve bu karar PKK ve Kürtler
lehinedir” diye konuştu.
Kararın hukuki açıdan Avrupa’da bir ilk niteliğinde
olduğunu; Kürtlerin, hukukçular ve dostlarının bu kararı iyi
değerlendirmesi gerektiğini ifade eden Şakar devamla şu değerlendirmeyi
yaptı: “Bu karar Kürt sorununa yönelik ‘terör’ mitosuna vurulmuş bir
darbedir. Bundan böyle Kürt sorunu ‘terör’ kavramı ile
değerlendirilmeyecektir. Belçika ceza mahkemesi bu kararı verinceye
kadar detaylı bir tartışma yürüttü. Kürdistan’da Türk devleti ile
Kürtler arasında yaşanan çatışmayı inceledi. İnceleme ve araştırmalar
neticesinde PKK’nin terör örgütü olmadığını, savaşın bir tarafı olduğu
noktasında karar verdi. Alınan bu karar Avrupa açısından yerel mahkeme
kararı olarak görülse dahi, bu dava sonucu uluslararası kamuoyunda ciddi
sonuçları kendisiyle beraber getirecektir.”
Hükümet hukukunu tanımıyor
Belçika hükümeti kendi hukukunu hiçe sayarak, Belçika
Yüksek Mahkemesi’nin kararını tanımadığını belirtti. Belçika Dışişleri
ve Savunma Bakanı Philippe Goffin tarafından yapılan yazılı açıklamada
şu ifadelere yer verildi: “Bu karar hiçbir şekilde PKK’nin Belçika
makamları tarafından takibe alınmayacağı anlamına gelmiyor. Ceza
Kanunu’nun diğer suçlarından dolayı yargılanabilirler. Karar, Belçika
devletini uluslararası terörizme karşı savaşta bağlamıyor. Buna PKK ya
da ona bağlı gruplara karşı mücadele de dahildir. Avrupa Birliğinin ve
diğer devletlerin de görüşünü göz önünde bulundurursak Belçika hükümetin
tavrı şudur: PKK bir terör örgütüdür.”
Yorumlar
Yorum Gönder