Aylardır hükümet karşıtı protestoların devam
ettiği Hong Kong’da direnişle birlikte şehir de değişmeye başladı. Devam
eden direnişlerin şehirde yarattığı yeni kültür ise “Yapışkan notlar.”
Konuya ilişkin olarak peyzaj profesörü Jeff Hou, The Conversation için
“Hong Kong’un Yapışkan Not Devrimi” adlı bir yazı kaleme aldı.
JEFF HOU / HONG KONG
Aylardır devam eden hükümet karşıtı protestolar Hong
Kong’u fiziksel olarak da değiştirdi. Bir kent peyzajı profesörüyüm ve
vatandaşlarla aktivistlerin kentsel çevreyi kullanış şekilleri her zaman
ilgimi çekti. Buna post-it kullanarak yapılan duvarlar ve benzeri
yaratıcı sergiler de dahil.
“Lennon Duvarları” denilen bu alanlar, binalarda, yürüyüş,
yolları kenarlarında, binaların arasındaki köprülerde, alt geçitlerde
ve mağaza vitrinlerinde aniden türedi. Bu post-itler “Hong Konglular
özgürlüğünü seviyor”, “İşe yaramaz hükümet” ve “Gerçek genel oy hakkı
istiyoruz” gibi mesajlar taşıyor.
Orijinal Lennon Duvarı Prag merkezinde. Duvar 1960’lardan
beri romantik şiirlere ve hükümet karşıtı mesajlara ev sahipliği
yapıyor. Beatles’ın efsanesi John Lennon 1980’de öldürüldükten sonra
biri duvara John Lennon’ın portresini çizmiş ve şarkı sözlerini
yazmıştı. Duvar zamanla Lennon’ın sık sık işlediği barış, sevgi ve
demokrasi gibi konularda yazılmış yazılarla kaplandı ve halkın
yarattığı, bugün bile sürekli değişmeye devam eden protest sanatın
merkezi haline geldi.
Hong Kong’un ilk Lennon Duvarı 2014’teki Şemsiye Devrimi
protestoları esnasında ortaya çıktı. Merkezi bir devlet tesisinin
yakınlarındaki bir sokakta, merdivenlerin kenarında bulunan bu duvar,
üstlerin el yazısıyla protestoları destekleyen notlar yazılmış
yapışkanlı not kâğıtlarıyla kaplandı. Bu renkli mozaik, hareketin akılda
kalıcı görüntülerinden biri haline geldi.
İfadeyi özgürleştirmek
2019’da Hong Kong’un her köşesine yayılan hükümet karşıtı
protestolarda yapışkan not kâğıtlarıyla kaplı yüzden fazla Lennon Duvarı
ortaya çıktı. Aynı Hong Kong’un kentsel kanyonlarında akan eylemci
nehirleri gibi bu post-it duvarları da vitrinlerden otobanlardaki
direklere her yeri kapladı.
Hong Kong’un Lennon Duvarları, sıradan yürüyüş yollarını,
köprüleri ve tünelleri, sıradan insanların durduğu, okuduğu, yazdığı ve
ötekilerle konuşmaya giriştiği toplanma ve fikir alış verişi yapma
alanlarına dönüştürdü. Basit ve gayet uyumlu olan bu teknik, birçok
vatandaşın, ziyaretçinin ve turistin siyasi tartışmalara katılmasına ön
ayak oldu.
Hong Konglu yetkililer, eylemcilerden gelen itirazlara
rağmen bazı duvarları kaldırdı. Buna rağmen yeni notlar, yeni posterler
saatler içinde yeniden ortaya çıktı. Ayrıca mesajların tümü eylemleri
desteklemiyordu. Bir notta “Hong Kong Çin’e aittir” yazıyordu, yani tam
da eylemcilerin savunduğu görüşün tam tersiydi. Ancak gelişen sözsüz
anlaşmayla kimse onaylamadığı mesajları kaldırmıyor veya üstünü
örtmüyor. Duvarlar, demokrasi alıştırmaları haline geldi.
Dünyaya yayıldı
Kasım 2016’da, Trump’ın beklenmedik şekilde başkanlık
seçimlerini kazanmasıyla New York sakinleri, 14. Cadde’nin altındaki
tüneli bir terapi ve matem alanına dönüştürmek için yapışkanlı not
kağıtlarını kullandı. Oradan geçenler duracak, okuyacak, fotoğraflar
çekecek, koleksiyona yeni eklemeler yapacak ve başkalarıyla ortak
hisleri olduğunu hissederek oradan ayrılacaktı. Bu hazırlıksız ve
kolektif iletişim şekli, kamusal alanın kendini ifade etme, konuşma ve
toplanma yeri olduğu, Antik Yunan agorasına dayanan tarihi fikri hayata
döndürdü. Daha yeni örnekler arasında New York’un Zuccotti Parkı’nda,
Occupy Wall Street eylemleri esnasında ortaya çıkan duvar ve Madrid’deki
15M Hareketi esnasında, Puerta del Sol Meydanı’ndaki duvar da yer
alıyor.
Tüm dünyada Hong Konglu eylemcilerle dayanışmak için
Lennon Duvarları türedi. New York’da taşınabilir Lennon Duvarları
kamusal parklarda gezdi, Seattle ve San Francisco’da da benzer çabalar
görülüyordu. Taipei’de eylemleri destekleyenler turistik alanlarda
Lennon Duvarları yarattı. Tokyo’da yoğun bir cadde üzerinde, insanların
giysilerine destek mesajları yapıştırılıyor ve böylece bir insan Lennon
Duvarı geçenleri mesajlarını paylaşmaya davet ediyordu. Ulaşılabilir
kamusal duvarları işgal eden bu Lennon Duvarları, halkların kentsel
alanları ve siyasi süreçlerdeki seslerini nasıl geri almaya
çalıştıklarını gösteriyor. Belki bu yapışkanlı kâğıtlar devrime öncülük
etmeyecek, ama nerede olurlarsa olsunlar herkese kolektif güçlerini
hatırlatacak.
Yorumlar
Yorum Gönder