Belçika Adaleti’nin “PKK terörist değildir” kararı
sonrası avukatlar ve davanın tarafları basın açıklaması yaptı: “PKK
‘terörist örgütler’ listesinden çıkarılmalıdır.
MAXİME AZADİ / BRÜKSEL
Belçika’da Yargıtay’ın PKK’nin “terörist örgüt” olmadığı
yönündeki mahkeme kararını nihai bir şekilde onaylamasının ardından, bir
grup avukat ve parlamenter Brüksel’de basın toplantısı düzenledi.
Kararın kriminalizasyon girişimlerinde önemli bir gedik açtığı
vurgulandı.
Brüksel’deki Avrupa Basın Kulübü’nde düzenlenen basın
toplantısına, Kürt tarafının avukatları, davaya konu olan Kongra Gel
Eşbaşkanı Remzi Kartal ve KNK Yürütme Konseyi üyesi Zübeyir Aydar ile AP
Sosyal-Demokratlar Grubu üyesi Andreas Schieder, AP Sol Birlik (GUE)
Grubu Başkan Yardımcısı Nikolaj Villiumsen ve AP Yeşiller Grubu üyesi
François Alfonsi katıldı.
İstinaf Mahkemesi’nin Mart 2018’de aldığı karara ilişkin
federal savcı ve Türk avukatlarının itirazını görüşen Yargıtay, 28 Ocak
günü kararını açıklamıştı. Yargıtay, itirazı reddederek İstinaf
Mahkemesi’nin kararını nihai olarak onaylamıştı. İstinaf Mahkemesi,
PKK’nin yürüttüğü mücadeleyi, “Kürtler ve Türk devletini karşı karşıya
getiren, uluslararası olmayan silahlı bir çatışma” olarak tanımlamıştı.
PKK’nin terörist bir örgüt olarak değerlendirilemeyeceğine ve Türkiye’de
bir savaş yaşandığına hükmeden mahkeme, bu bağlamda Belçika anti-terör
kanunu çerçevesinde bir yargılamanın mümkün olmayacağını belirtmişti.
Mahkeme ayrıca, PKK’nin yürüttüğü mücadelenin uluslararası savaş hukuku
kapsamında ele alınması gerektiğini kaydetmişti.
Villiumsen: Karar hafife alınamaz
Basın Kulübü’ndeki basın toplantısında ilk söz, AP
parlamenterlerine verildi. AP Sol Birlik (GUE) Grubu Başkan Yardımcısı
Nikolaj Villiumsen, “Bu kararın önemli olacağını düşünüyorum” dedi.
Villiumsen, kararın hafife alınamayacağını belirterek, AKP rejiminin
başta HDP olmak üzere tüm muhalefeti “terörizm” suçlamasıyla
baskıladığına dikkat çekti. Türk rejiminin yine “terörizm” gerekçesiyle
Suriye’ye girdiğini hatırlatan Villiumsen, Belçika mahkemelerinin
PKK’yi bir iç savaşın tarafı olarak değerlendirdiğini ifade etti.
Sorunun şiddetle çözülmeyeceğini söyleyen Villiumsen, Türk hükümeti ve
PKK’yi siyasi çözüm için masaya oturmaya çağırdı.
Schieder: Hak mücadelesi meşrudur
AP Sosyal-Demokratlar Grubu üyesi Andreas Schieder, “Bu
karar çok önemlidir” vurgusunda bulundu. Kültürel, politik ve ekonomik
haklar için savaşmanın meşru olduğunu ifade eden Schieder, “Bir terörizm
sorunu yok, bir grubun hakları söz konusu” dedi.
Talihsiz bir açıklama
ANF’nin bir sorusu üzerine AP parlamenteri Nikolaj
Villiumsen, Belçika Dışişleri Bakanı Philippe Goffin’in Çarşamba günü
yaptığı bir açıklamayı değerlendirdi. Goffin, Yargıtay’ın kararı ne
olursa olsun PKK’nin hükümet açısından terörist bir organizasyon
olduğunu söylemişti.
Villiumsen, “Talihsiz bir açıklama, siyasal çözüm önünde
engel oluşturur” diye tepki gösterdi. Villiumsen, ayrıca Yargıtay
kararını Avrupa Parlamentosu’nda gündeme getireceklerini sözlerine
ekledi. Villiumsen, AP’de tüm siyasi grupların da Kürt sorununa çözüm
konusunda hemfikir olduğunu ifade etti.
Alfonsi: Önemli bir gedik açtı
AP Yeşiller Grubu üyesi François Alfonsi, Yargıtay kararı
için “Kürt hareketini kriminalize etme girişimlerinde önemli bir gedik
açtı” dedi. Alfonsi, “Bundan sonraki tüm çalışmalarımız bu kararın tüm
üye devletlere ve Avrupa Birliği’ne yayılması yönünde olacaktır” diye
ekledi.
Avukatlar bilgi verdi
Parlamenterlerden sonra, Kürt tarafının avukatları
konuştu. Dört avukat, kararın nasıl alındığı, içeriği ve ne anlama
geldiğini anlattı.
Avukat Jan Fermon, PKK’nin bir terör örgütü olmadığı
yönündeki kararın, Kürt sorununun çözümü yönünde bir adım olduğuna
dikkat çekti.
Avukat Joke Callewaert, davada yargılama konusu olanlar
arasında Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar’ın da olduğuna dikkat çekerek
“Bunların terörist olarak yargılanamayacağı kararı önemli” dedi.
Diğer bir avukat Paul Bekaert, terörizm suçlamasıyla
yapılan baskının sadece PKK’ye yönelik değil, tüm Kürtleri hedef
aldığına dikkat çekti. Bekaert, siyasi mücadelelerin hep terörizm
yaftasıyla karalandığını hatırlatırken, Belçika Dışişleri Bakanı’nın
açıklamasına işaret ederek, “Yüksek Mahkeme’nin kararına saygı
göstermiyor musunuz?” diye sordu. Belçika adaletinin “terörist
suçlamasını” reddettiğini ifade eden Avukat Bekaert, bunun aynı zamanda
AB’de terörist listeye alınmasını da kabul etmediği anlamına geldiğini
kaydetti.
Bekaert, Türk devletinin de Belçika yargısı nezdinde sivil taraf olarak müdahalede bulunmak istediğine dikkat çekti.
Avukat Luc Walleyn, Türk devletinin yıllardır Kürt medyası
ve siyasetçilerin PKK propagandası yaptığı yönünde suçlamalarda
bulunduğunu hatırlatarak, verilen kararın PKK’nin yürüttüğü mücadelenin
silahlı çatışma kapsamında ve terörizm çerçevesine girmediği yönünde
olduğunu kaydetti. 2016’da ilk olarak bu kararın alındığını ancak
Walleyn, 2018’de gerekçeli kararın açıklandığını hatırlattı ve
mahkemenin başından beri Kürdistan’da yürütülen mücadelenin terörizm
olmadığını ifade ettiğini söyledi.
Son olarak Jan Fermon, soruşturmanın nasıl başladığını
anlatırken, Ankara-Brüksel-Washington hattındaki girişimlerden bahsetti.
Kürtlere ve kurumlarına baskı yapılması yönünde ABD büyükelçiliğinin
baskı yaptığına dair ortaya çıkan Wikileaks belgelerinden örnekler veren
Fermon, Avrupa Adalet Divanı’nın 2014-2017 yılları arasındaki terör
listelerinden PKK’yi çıkarmasından da söz etti. Belçika’daki kararın
ardından PKK’nin terörist örgütler listesinden çıkarılması gerektiğini
dile getiren Fermon, zaten listeye alınmasının siyasi bir karar olduğunu
vurguladı. Fermon, Belçika Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını da
“yargıya müdahale” olarak değerlendirdi.
Kartal: Avrupa kurumları karara uymalı
Basın toplantısı, Remzi Kartal ve Zübeyir Aydar’ın
konuşmaları ile sona erdi. Kongra Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal, Türk
devletinin tüm taleplerinin şiddetle bastırıldığını vurgulayarak, “Ne
yazık ki Kürt halkı üzerinde uygulanan bu devlet şiddeti, NATO ve AB
tarafından da desteklendi” dedi. Kartal, “Devlet terörüne karşı PKK
kuruldu” vurgusunu yaparak, “Ancak Türk devletinin şiddeti devam etti.
PKK Amerika ve Avrupa listelerinde girdi. Bu kriminalizasyon politikası
halen devam ediyor” şeklinde konuştu.
Kartal, Türkiye’de “terör” gerekçesiyle, hem Kürt
siyasetçi ve seçilmişleri tutukladığını hem de Kuzey ve Doğu Suriye’ye
aynı gerekçeyle saldırdığını söylerken, “Sorun PKK değil, PKK
bahanesiyle Kürt halkına saldırı var” diye kaydetti.
Yargıtay kararının tarihi olduğunu belirten Kartal, bu
kararın Kürtlere yönelik kriminalizasyon siyasetinin değişiminde rol
oynaması temennisinde bulundu.
Kartal, “Artık Avrupa siyasetçileri ve kurumları da
PKK’nin terö
rist örgüt olmadığı kararına uygun olarak hareket etmeli.
Eğer karar uygulanmazsa ve siyaset başka işlerse, adalet yerini bulmaz”
şeklinde konuştu. Kartal, Avrupa Birliği ve kurumlarının Belçika
kararını “emsal” kabul ederek, Kürt sorununu yeniden ele alması
çağrısında bulunarak, “Bunun bir çözüme vesile olmasını” diledi.
Aydar: Terör tanımlaması haksızdı
Zübeyir Aydar ise, “Neticede mahkeme en yukarıya kadar
bizi haklı buldu” dedikten sonra terörizm suçlamasının Kürt halkına
yönelik zararlarından bahsetti. AB terör listesi haksız bir liste
olduğunu söyleyen, “Bu liste ve tanımla, Türk devletinin tutuklama,
işkence ve cinayetlerine meşruiyet tanıyor. Artık kimse Tayyip
Erdoğan’ın ortağı olmamalı” vurgusunu yaptı. Aydar, “Bu liste ve
tanımla, Avrupa’da on binlerce insanımızın kriminalize edilmesine neden
oldu. Bu büyük bir haksızlıktı” diye ekledi.
PKK listeden çıkarılmalı
‘Terör’ tanımlamasının diyalog ve barışın önünü de
aldığını dile getiren Aydar, Belçika yargısının kararının diyalog yolunu
da açtığını kaydetti.
Aydar, şöyle konuştu: “Biz savaşın bir tarafıyız. Biz
halkımızın özgürlüğünün tarafıyız. Biz, bu sorunu diyalog ve barışçıl
şekilde çözmeye hazırız. Bu karar vesilesiyle, diyalog ve barışın yoluna
da vesile olabilir. Belçika hükümeti ve AB’ye çağrım şudur: Belçika
karara göre hareket etmeli ve terör listesinden imzasını çekmeli. AB ve
Belçika hükümeti bu meseleyi artık terör olarak adlandırmaktan
vazgeçmeli, barış için çaba göstermeli. Bu kararı, önemli bir başlangıç
olarak görüyoruz. Hukuki ve siyasi mücadelemizi sürdüreceğiz. Haksız
terör listesini de ortadan kaldırmak için çaba içerisinde olacağız.”
Yorumlar
Yorum Gönder