AKP iktidara geldiğinde F tipi tecrit zindanını, avantaj olarak seleflerinden devralmıştı.
Devam eden Ölüm Orucu direnişi karşısında geri adım atmak
istemedi. Fakat 2007’de Avukat Behiç Aşçı şahsında simgelenen direniş
karşısında, belirli sayıda tutsağın belirli zaman görüşebilecekleri geri
adımı atmak zorunda kaldı.
2012 sonbaharında, Kürt Özgürlük Hareketi tutsaklarının
süresiz dönüşümsüz açlık grevi de, İmralı ağır tecritini kırmış, Erdoğan
iktidarına geri adım attırmıştı.
Fakat, Erdoğan, 91’deki gibi ceza indirimi yoluna gitmedi,
asla gitmeyeceğini sık tekrarladı. Zindancı karekterini adeta önceden
gösterdi.
Erdoğan faşizmi, tecrit F tipi zindanı, avantaj olarak
devralmakla kalmadı. Daha önce devlet terörü yasasını ağırlaştırırken
gösterdiği gibi, öncelikle F ve T tipi zindan inşaatlarıyla Türkiye ve
Kürdistan’ın neredeyse her ilini doldurdu. 2015’ten itibaren de tecrit/F
tipi’ni ağırlaştıran yaptırımları denedi.
İlk denemesi, İmralı tecritini ağırlaştırmak ve ‘Tek Tip Elbise (TTE)’ genelgesi oldu.
TTE genelgesini, kitlesel direnişe yol açacağı için,
geçici olarak askıya aldı, tabii elverişli zamanı yakaladığında yeniden
gündemleştirmek üzere.
İmralı tecritini ağırlaştırdı. Fakat Leyla Güven öncülüğünde güçlü, kararlı, dünyaya yayılan direniş, ağır tecriti kırdı.
Şimdi Rojava’nın doğusuna işgalden itibaren tekrar İmralı tecritini ağırlaştırıyor.
F tipi zindanlarda ise baskıyı artırmaya devam ediyor.
“Terör suçlusu” kimliği takmak (Elazığ), mektup, telefon,
görüş, gazete, kitap yasakları (çok sayıda zindanda), ayakta sayım
dayatma (Wan), ilk girişte çıplak arama ve işkence, infaz yakma,
görüşçüye yasak vb…
Bu baskılar özellikle ayakta sayımda ve TTE’yi dayatmada
muhtemelen yoğunlaşacak. Bilindiği gibi, 12 Eylül döneminde askeri ve
sıkıyönetime bağlı zindanlarda, devrimci tutsaklara “ideolojik teslim
alma” saldırısının hemen önceki basmağındaki dayatmalardı.
Bugün Erdoğan faşizmi de tıpkı 12 Eylül generalleri gibi,
ağırlaştırmaya çalıştığı baskıları bu iki noktaya doğru tırmandırmaya
çalışılacak.
Dışarıda ve içerde devrimci direnişin varlığı ve sürmesi,
Erdoğan faşizminin bu saldırılarını hızlandırmasını engelliyor.
Direnişin belirgin olası zayıflaması veya düşmesi koşullarında, Erdoğan
faşizmi zindanlarda tecrit ve baskıyı hızlandırmayı deneyecek.
Fakat Erdoğan faşizmi bilmeli ki, zindanlarda direniş geleneği devrimci harekette yerleşmiş bir mücadele karekteridir.
Leyla Güven öncülüğündeki geniş çaplı Süresiz Açlık Grevi
(SAG) ve Ölüm Orucu (ÖO), geçmiş devrimci gelenek üzerinde yükseldi ve
Erdoğan faşizminin tecriti ağırlaştırmasını püskürttü.
Bugün Grup Yorum’dan devrimci sanatçıların içerde ve dışarıda ÖO eylemi sürüyor.
Zindanlarda ideolojik bakımdan boyun eğmeyen tavır egemen.
Bu tavır da geçmiş zindan direnişi geleneği ve son olarak da 2000 ÖO
direnişinden güç, cesaret alıyor, esinleniyor.
Gerek ideolojik boyun eğmeme tavrı, gerekse zindan
eylemleri, yalnız bırakılmamalı. Tersine, bu direnişler dışarıda tüm
devrimcilerin ve tutarlı demokratların faşizme karşı mücadelelerinde
esin kaynağı olarak alınmaları gerektiği gibi, dışarıda eylemlerle,
açıklamalarla, tutum ve tavırlarla, desteklenmeli.
Her eylemde, işçi grevinde, yaşam alanlarını savunma
eylemlerinde, işgal altındaki eylem ve çatışmalarda, gençlik eyleminde, 8
Mart ve kadın direnişlerinde, bir slogan da, bir döviz de tecrite karşı
zindandakileri desteklemek için yükseltilmeli. Bir kurşun da zindanları
desteklemek için atılmalı.
Başaracak gücümüzü seferber edersek, zindanda ve dışarıda
direnişi zamandaş veya birlikte yükseltirsek, Erdoğan faşizminin
zayıflığı ortaya daha çok çıkacak, daha geniş kitleler esinlenerek hak
mücadelelerine girişecekler.
Erdoğan faşizmi, zindanda tecrit ve baskıyı
ağırlaştırmanın sonuçları karşısında ya zikzak çizecek veya geri adımlar
zincirinin önemli bir halkasını yaşayacaktır, bu yenilgi faşist şefe
yaşatılmalıdır.
Yazarın diğer yazıları
- Amed zindan katillerini ödüllendirme
- Erdoğan faşizmi demokratik hak gaspı ve zindandır
- Erdoğan’ın Alevilere hazırladığı son
- Erdoğan’a destekte ikiz kardeşlik
- Diktatör yara aldı yenilgisini yakınlaştıralım
- KIZILDERE: Faşizme karşı savaş ve devrimci cephe
- Rojava Devrimi ve Suruç Katliamı
- 10 Ekim’in 3. yıl dönümü ve bugünkü mücadele
- Yerel seçimde hangi görüş açısıyla
- Seçim ve sonrası
Yorumlar
Yorum Gönder